Van’da 4. Gün: Ve Son…

Bu gezi notu, 31 Mart 2011 tarihinde yazılmış olup, zorunlu site değişikliği nedeniyle yeniden oluşturulmuştur.
Van’da 4. Gün

Van notlarının tamamını okumak için;
Van – 1
Van – 2
Van – 3.1
Van – 3.2
Van – 4

Resimler ve Dönüş

Sabah 8:00’de Kapıköy’e doğru yola çıkıyoruz. Bu sabah huzursuz uyandım. Harcırahımızın azlığı yüzünden misafirhanede hiç tanımadığım bir adamla kalmak ne kötü…

Heyetle yolda uzun bir sohbete koyuluyoruz. Dağlar, göller, sular, bölge insanları, evlerin biçimleri derken sohbet uzayıp gidiyor…

Sonunda Kapıköy’e varıyoruz. Tüm incelemeler bitiyor, geri dönüyoruz.

dağlar kıyıya paralel - 1

dağlar kıyıya paralel - 1

Akdamar adasına gittiğim gün öğrendiğim Van Gölü kenarındaki balıkçıya götürüyorum heyeti. Aramızdaki İngiliz bu lezzete bayılıyor. Arada bir rakı diyor. İçimizdeki ecnebinin bir Türk içkisine olan bu merakı hepimize sevimli geliyor.

Günü güzel geçirmenin heyecanıyla karşılıklı teşekkür ederek yollarımızı ayırıyoruz, hem birbirimizden hem de Van’dan…

Yol Resimleri

dağlar kıyıya paralel - 2

dağlar kıyıya paralel - 2

dağlar kıyıya paralel - 3

dağlar kıyıya paralel - 3


devamını okumak ve diğer resimleri görmek için=}

(Devam) Van’da 3. Gün: Hayatımın En İlginç Anılarından Biri

Bu gezi notu, 30 Mart 2011 tarihinde yazılmış olup, zorunlu site değişikliği nedeniyle yeniden oluşturulmuştur.
Van’da 3. Gün 2. Kısım
Van notlarının tamamını okumak için;
Van – 1
Van – 2
Van – 3.1
Van – 3.2
Van – 4

Tren Yolculuğu

Hayatımın en ilginç anılarından birini yaşıyorum… Van’dan akşam 8:00 trenine binerek Kapıköy’e doğru eski bir trenle yola çıktık. Van Garında müthiş bir curcunaya şahit olduk. Yüzlerce eşya tıka basa vagonlara yükleniyordu. Bu eşyalar Kapıköy’de nasıl bir aramaya tabi tutulacak merak ediyorum…

Bindiğimiz trenin vagonları İran’a, lokomotifi Türkiye’ye ait. İran’a geçene kadar böyle olacak. Eski, çok sallanan bir tren… İçeride anlamsız bir karışıklık var.

Dün (sanırım hayatımda ilk kez) İranlılarla sohbet etmiştim. Bu gün ise onlarca İranlı ile aynı trende yolculuk yapıyoruz… Etrafımda yarı Farisi yarı Azerice konuşan bir sürü insan var… Herkes birbirini tanıyor sanki.

Tren mürettebatı bizimle çok ilgileniyor. Neredeyse her 5 dakikada bir rahatımızı soruyorlar. Şehir kenarından geçerken görevliler bizi uyarıyor. “Çocuklar camları taşlıyorlar, dikkat edin!” diyor içlerinden Türkçeyi iyi bilen biri. Sebebini soruyoruz, “sebebi yok” diyor.

Çocuklar işte, buluyorlar kendilerine bir oyun. Ah sorabilsem keşke. Gecenin köründe neden bir treni taşlarlar? Oyun değil miydi yoksa?

Çaresiz siper alıyoruz. Çocuklar taşlıyorlar, biz ilerliyoruz.

Trenden inince bir kaç İranlı ile sohbet ediyoruz. Kime sorsam Tebrizli çıkıyor. Muhafaza memurları, trendeki çoğu yolcunun günübirlik seyahat ettiğini, her seferinde yanlarında eşya taşıdıklarını ve bu sayede ekmeklerini kazandıklarını aktarıyor.

Fukara her ülkede fukara.
tren yoluna devam ediyor! =}

Van’da 3. Gün: Van Gezisi

Bu gezi notu, 30 Mart 2011 tarihinde yazılmış olup, zorunlu site değişikliği nedeniyle yeniden oluşturulmuştur.
Van’da 3. Gün 1. Kısım
Van notlarının tamamını okumak için;
Van – 1
Van – 2
Van – 3.1
Van – 3.2
Van – 4
20111218-194054.jpg

Van Gümrük ve Gümrük Muhafaza Müdürlükleri

Bak Hele Bak

Aslında bu gün Kapıköy’e gidilecekti. Fakat heyet programı değiştirince Kapıköy’e gidemedik. Daha doğrusu, gündüz gidemedik.

devamını okumak ve diğer resimleri görmek için=}

Van’da 2. Gün: Aktamar Adası ve İnci Kefali

Bu gezi notu, 29 Mart 2011 tarihinde yazılmış olup, zorunlu site değişikliği nedeniyle yeniden oluşturulmuştur.
Van’da 2. Gün
Van notlarının tamamını okumak için;
Van – 1
Van – 2
Van – 3.1
Van – 3.2
Van – 4

20111218-193837.jpg

Van Kahvaltının Başkenti

Sabah 6:00 sularında M. Hakkari’ye gitmek üzere yola çıktı. Bense planlarımı hayata geçirmek üzere yola koyuldum. Önce, dünkü lezzeti tekrarlamak üzere kahvaltı salonuna gidiyorum.

kahve molası! =}

Van’da 1. Gün: Masanın Altında

Bu gezi notu, 28 Mart 2011 tarihinde yazılmış olup, zorunlu site değişikliği nedeniyle yeniden oluşturulmuştur.
Van’da 1. Gün
Van notlarının tamamını okumak için;
Van – 1
Van – 2
Van – 3.1
Van – 3.2
Van – 4

Gölün üstünde muazzam bir uçuş sonrası landing…

Tarihi ipekyolundan şehir merkezine doğru yolculuk. İkinci ligde mücadele verdiğini öğrendiğimiz Vanspor stadının yanından şehre giriş.

Çarşı upuzun bir cadde üzerine kurulu. Bu cadde Kayseri’yi hatırlattı. Tabii burası daha mütevazı, daha doğulu.

İşte yine son anda bir karar değişikliği. Akdamar Adasına gidecekken, yolumu çevirip tiyatroda buluyorum kendimi. Üstelik bugün Dünya Tiyatrolar Günü. Amacım akşam için bilet sormak…

Tam o sırada, başlamak üzere olan başka bir oyunun olduğunu, istersem izleyebileceğimi söylüyor gişedeki görevli. Yol boyunca afişlerini gördüğüm bu oyunu zaten merak ettiğimden bedava biletimi alıyorum. “Zaten M. gelecek onu beklerken zaman geçer.” diyorum. Oyun hakkındaki tüm düşüncelerim bu kadar. Yani bu kadardı. Ta ki oyunu seyredene kadar…

perde arası! =}

Yangın Var

Filmin Adı: Yangın Var
Oyuncular, Yönetmen, Senarist: (Bkz:IMDB, Google)
Puan: 10 ( IMDB fazlasına izin vermiyor. Düşünün artık.)

yüzen adalar

Ben çok okumayı severim. Okumayı çok sevmem oysa. Okumayı çok sevmeyenlere kısaca mesajımızı aktaralım. İkinci paragraftan sonra bizi rahat bıraksınlar. Övelim, övünelim.

Filmin yönetmeni, film için her ne kadar “…izleyicinin gülmeye mi ağlamaya mı geldiğini kestiremeyeceği bir duygusal tonu var…” dese bile, film; çok çok komik, çok çok gerçek, çok çok dokunuyor kalbinize. Çok çok pastoral, çok çok yalın, çok çok akıcı… Uzuyor gidiyor böyle, “yol” oluyor. İzleyin lan…
uzun yazıyı sevenler böyle buyursun

İnegöl Çocukluğumun Başkenti

Bir gün önce, Çeşme’de heyete anlattığım anının tesirinde kalarak, yolumu uzatıp, İnegöl’e geçiyorum. Hava durumu haberleri kötü. Yollar karla kaplanmış. İnegöl – Ankara arası kapalı. Hafta sonuna kadar açılır diyerek Bursa’ya gitmek üzere İzmir otogarına doğru yol alıyorum. Son ana kadar kararım kesin olmuyor. Bir yandan Ankara uçağına yetişebilir miyim diye hesap yapıyorum.

Ve nihayet Bursa. 2 yıl aradan sonra Bursa. 4 yıl aradan sonra Bursa. 8 yıl aradan sonra Bursa. Aralar bitmiyor sanki. Ayrıldığımdan beri buralara gelmiyor gibiyim. Ankara’ya taşınalı 8 yıl olmuş. Oysa ben Bursa’ya daha 2 yıl önce geldim. Ne zaman gelsem cızz eder içim. Yine cızz etti. Bu seferki karlı bir vakitti. Geceydi. İnegöl’e geçmeliydim. O yüzden Bursa’yı gezemedim. Yine içim cızz etti. Otobüs, Yalova yolundan terminale doğru ilerken Fen Lisesi yolculuklarım geldi gözümün önüne. İçime soğuk bir duygu yerleşti.

Sıcacık hasret, yitirmenin karasal ikliminde ne soğuk bir duyguya dönüşüyormuş meğer.

Ve İnegöl. Çocukluğum geride kaldikça, o ilerlemiş.

İnegöl Sokakları

Ve İnegöl. Ben büyüdükçe küçük geliyor her sokağı.

İnegöl Sokakları

Okumaya devam et

Her Ayrılık İz Bırakır

HER AYRILIK İZ BIRAKIR

Her ayrılık iz bırakır.
Kalbinin derisi su toplar da,
Burukluğun bundandır.

Her ayrılık iz bırakır.
Dilinin üstü yanar da,
Suskunluğun bundandir.

Her yeni başlangıç,
Dışarıda eski bir giz bırakır…
Her yeni gün çiçeklenir,
Kapına nergis bırakır…

Bitince,
Ateş gibi olmasa da…
Bitince,
Etin kemiğin yanmasa da…
Her ayrılık iz bırakır.

20110826-003931.jpg

Esselam Dünya

Hoş bulduk sevgili WordPress.

Merhaba Mad Cat. Merhaba Azman. Merhaba Tom. Merhaba Top Cat. Şerafettin Merhaba. Simonun Kedisi ve daha bir çokları Merhaba.

Kedilere ve köpeklere yazmıyorum. Kedileri ve köpekleri yazacağım belki. Benden aşağıda olanlara yazmıyorum. Ben aşağıdayım. Eğilin! Ben aşağıdayım.

Yukarıda olmak isteyenlere selam olsun. En yukarıdakine selam olsun. En yukarıdakinin elçisine selam olsun.

Merhaba yedi uyurlar ve sevgili Kıtmir. Karışmayın ben hala uyuyorum. Ara sıra uyanınca yazarım. Hadi ben hazırım.